top of page

VİETNAM-KAMBOÇYA-LAOS - 2

  • Yazarın fotoğrafı: ÖMER SUHA TOPALAK
    ÖMER SUHA TOPALAK
  • 19 Nis
  • 6 dakikada okunur
My-Tho Cao Dai Tapınağı önündeki yaşlı kadın
My-Tho Cao Dai Tapınağı önündeki yaşlı kadın

Seyahatin 2. Günü  02.12.2023  Cumartesi VİETNAM - HO CHİ MİNH- MEKONG DELTASI 

Sabah otelden otobüs ile ayrılıp Mekong deltası yönüne yaklaşık 1,5 saatlik bir yola çıktık. Eski adıyla Saygon yeni adıyla Ho Chi Minh şehri yıllar içinde çok gelişmiş. Otobüsümüz Ben Linh meydanından dönüp sırasıyla Liberty Central Saigon Riverside Hotel, Hotel Majestic, arkasında 50.katından tüm Saygon manzarasını izleyebileceğinizi Skydeck seyir balkonunun bulunduğu Bitexco Finans Kulesi, Gümrük Binası, Vietnam Devlet Bankası, Borsa binasını geçtikten sonra nehrin kıyısından şehrin içlerine doğru devam etti. Yine dikkatimi çeken birçok motosiklet oldu. Saygon nehri kenarları maalesef naylon torba ve çöp dolu idi.

Yolda giderken yandaki otobüsteki adamın ayağını pencerede görünce küçük bir şok geçirdim.  Olayı sonra anladım ki bu otobüs buraya özgü şehirlerarası yataklı otobüslerdenmiş. Yani adamın günahı yok, yatağında yatıyormuş.

Yine yolda dikkatimi çeken başka bir şey oldu. Ekili arazilerin hemen yanı başında bir iki tane de olsa mezar vardı. Rehberimiz sonra bu durumu açıkladı. Vietnamlılar tarlaya çalışmaya başlamadan önce ölmüş olan aile büyüklerini ziyaret edip, dua ederlermiş. Bence çok güzel bir uygulama. 1,5 saatlik yolculuktan sonra Mekong deltasındaki My Tho şehrine ulaştık.

Öncelikle My-Tho Cao Dai Temple – Cao Dai Tapınağına gittik. Burası bir Kaodaizm [1] tapınağı. Renkli bir bina. İçeriye ayakkabınızı çıkarıp giriyorsunuz. Ortada ibadet alanında beyaz yastıklar var. Bütün kolonlar rengarenk ejderha şeklinde. Mihrapta tanrı babayı temsil eden Usd banknotlarının üzerindeki göz gibi sol göz duruyor. Her yer çok temiz. Tapınağın yan tarafında müritlerin yemek yediği dinlendiği alanlar var. Kıyafetleri beyaz pantolon tunik. Çok yaşlı insanlarda var. Ayrıca ağaçtan çok güzel işlenmiş değişik tabutlar tapınağın duvarına dizilmiş duruyor. Bahçesinde bir araç üstüne oturtulmuş tekne maketi vardı. Sanırım bir çeşit cenaze arabası. Tapınağın kapısı önündeki bahçede duran taş direğin üzerinde meşhur gamalı haç figürleri vardı. Tapınağın dışında dilenen çok yaşlı bir Vietnam’lı vardı. Gruptaki fotoğrafçılara iyi pozlar çıktı.

Hava yağmur yağacakmış gibi kapalı aynı zamanda sıcak. Oradan Mekong nehri kıyısına geldik. Nehir 4.300 km ile dünyanın 12. uzun nehri. Çin, Burma, Laos, Tayland, Kamboçya ve Vietnam’dan geçiyor. Nehir kıyıdan epey çekilmişti. Sebebi son 10 senede Çinlilerin 11 baraj yapmasıymış. Nehir geri çekilip, deniz suyu tarlalara giriyormuş. Tayland, Kamboçya, Vietnam Çin’e baskı yapıyormuş ama sonuç görüldüğü üzere olumsuz. Biraz bekleyip nehirdeki mavi boyalı teknelerden birine bindik. Sahildeki tabelada çevredeki adaların isimleri vardı. Rehberimiz ise isimlerin buradaki manalarını söyledi. Ejderha-güç ; Unicorn (Tekboynuz)-sabır, akıl; Kaplumbağa-uzun ömür; Anka kuşu-güzellik. Nehrin ortasına geldiğimizde uzaktan iki ayrı eyalet olan Tien Giang ve Ben Tre'yi birbirine bağlayan Rach Mieu Köprüsü görünüyor. Nehrin aktığı yönde 70 Km daha gidince denize, geldiği yöne doğru 170 Km gidince Kamboçya’ya varılıyor. Tabii tüm nakliye işleri nehirden yapılıyor. Nehir gri renkli ve üstünde yüzen kökleri dışarıda canlı bitkiler var. Vietnam savaşında bu bitkiler Vietnam’lılar tarafından saklanmak için çok kullanılmış.

Tekne bizi Unicorn - Tek Boynuz adasına götürdü. Girişinde Bal noktası yazıyor. Kapıda sizi bir adam elinde üstünde arıların olduğu bir petekle karşıladı. Orada oturup ikram edilen kurutulmuş muzları yedik ve bal çayı içtik. İsteyenlere çiçek balı, bal kremi, polen, kurutulmuş muz ve zencefil satılıyor. Ben ilk günden valizi doldurmamak için ve hepsi Türkiye’de olduğundan almadım. Binanın arkasında yılanların bulunduğu bir bölüm varmış. İsteyenler boynuna koca koca yılanları koyup fotoğraf çektiriyor. Ben izlemeyi yeğledim.

Sonra golf arabalarına binip adayı gezmeye çıktık. Adanın evleri tek katlı ve her yer yemyeşil. Normal köy yaşamı devam ediyor. Yol üzerinde alışveriş için dükkanlar ve restoranlar var. Yürüyerek ve faytonlarla gezen epey sayıda yerli ve yabancı turist var. Golf arabasından bir yerde indik buranın girişindeki satış yerinde paketlenmiş kurutulmuş meyvalar, Hindistan cevizi meyvesi ile suyu içinde Mangrov Palmiyesinin meyvası bulunan bir içecek satılıyor. Bardağı 15.000 Dong yani yarım Cent. Bahçenin içine devam ettik bizi boyunlarına asılı hoparlörle şarkı söyleyen kadınlı erkekli bir grup karşıladı. Bir kişide gitar çalarak onlara eşlik ediyordu. Masalarda egzotik meyvalardan Pomelo, Jak,  Ananas, Papaya ve Longan vardı. Birde çay ikram ediliyordu.

Dinlendikten sonra yine golf arabaları ile Çin kayığı da denen altı düz Sampan adı verilen kayıklarla adanın içindeki derelerde dolaşmaya gittik. Kayığa binerken çok dikkatli olmak gerekiyor, iki ayağını basıp oturmak lazım yoksa suya düşebilirsin. Kayığın başında ve sonunda oturan çoğunlukla kadın kayıkçılar başlarında sarı renkli konik Çin’li şapkası, ellerinde kürek kayığı yönlendiriyor. Kadınların kumaştan maskeleri var. Çoğu mavi renge boyalı birçok kayık birbirine çarpmadan gidip geliyor. Arada binmek ve inmek için iskeleler var. Çamur rengi derenin iki kıyısı meyvesini yediğimiz Mangrov Palmiyesi ile kaplı.

Son iskele olan Hong Phuc Hindistan cevizi şekeri imalathanesinde iniyoruz. Burada Hindistan Cevizinden nasıl şeker elde edildiği istasyonlar halinde anlatılıyor. Önce Hindistan cevizi mızrak gibi sivri bir çubuğa vurularak kırılıyor, içindeki su alınıyor, beyaz kısmı kabuktan ayrılıp presleniyor. Çıkan sıvı, atık kabuklar ile yakılan ocaktaki bir kazanda mikser ile sürekli karıştırılıyor. Koyulaştığında leğenlere dökülüp tam soğumadan üzerinde ince tahta kanallar olan büyük bir tahta levha üzerinde şerit haline getiriliyor. Sonra şeritler kesilerek bir şekerleme boyutuna geliyor. Çalışan genç kızlar şekerlemeyi elle ince pirinç kağıdı ve ambalaj kağıdı ile beraber hızlıca sarıp kutulara yerleştiriyor. Kalan küçük parçaların tadına baktık doğal şeker güzeldi.

Tekrar mavi teknelere binip My Tho şehrine geri döndük. Teknede bir delik açılıp pipet konmuş Hindistan cevizi suyu ikram edildi, keyifliydi. Otobüsle yemek öncesi İpek ve Bambu tekstili üretimi yapılan bir fabrikaya gittik. Girişte küçük kaplarda sıcak çikolata ikram ettiler sanırım onunda üretimi var. Bizi oturmak için sandalyelerin ve tanıtılacak ürünlerin olduğu bir odaya aldılar. Genç bir Vietnam’lı hanım uzun uzun ürünleri tanıttı, isteyenlere denetti. Bambu ürünler çok güzel ve faydalı ama genel olarak pahalı. Bir tek erkek iç çamaşırı 300 TL’ye geliyor. Odadan satış yapılan bölüme geçildi. Tura katılanların bir kısmı alışveriş yaptı bir kısmı da sondaki kahve yapılan yerde kahve içti.

Oradan yine otobüsle öğle yemeği için Mekong Rest Stop isimli restorana gidildi. Restoran içinde Lotus çiçeklerinin bulunduğu küçük göletlerin olduğu çevrenin Sarı Papağan Heliconia çiçeği ve orkidelerle süslendiği ve gruplar için ayrı ayrı açık kulübelerin olduğu çok güzel bir yer. Canlı balık ve canlı karides havuzları var.

Menü :

Sebze Çorbası

Tavuk parçacıklı taze Hindistan cevizi salatası

Satay soslu ızgara tavuk butu

Çıtır kızarmış Fil Kulağı Balığı (Balık tabağa dik olarak yerleştirilmişti.)

Kızarmış top şeklinde yapışkan pirinç (Yuvarlak bahçe lambasına benziyordu.)

Mekong usulü kızarmış pilav

Hindistancevizli komposto,

Vietnam çayı

Garson kızlar taze pirinç kağıdına ananas, yeşil salata, salatalık, pirinç eriştesi ve balıktan bir parça koyup dürüm yapıp ikram ediyor. Yemeğin yanında 333 isimli birayı denedim. 65.000 Dong yani 2,7 Usd ödedim.

Tekrar otobüsle Ho Chi Minh şehrine ve otelimize geri döndük. İstirahat ettikten sonra akşam yemeği için yine otobüsle Saygon nehri kıyısına gittik. Bu gece La Perle del Orient yani Uzakdoğunun İncisi isimli gemide akşam yemek yiyeceğiz.

Menü:

Spring Roll - La Perle D'orient stili Çin böreği

Lotus sapı salatası ve buğulanmış karides

Izgara tavuk ballı - Kızarmış yapışkan pirinç

Ananas içinde kızarmış pilav ve deniz ürünleri

Sotelenmiş sebze ve istiridye soslu Shiitake mantarları 

Mevsim meyvesi

Masadakilerle Vang Dalat isimli beyaz bir Vietnam şarabı içtik.

Gemide ellerinde müzik aletleri bulunan genç kızlar hem müzik yapıyor hem de dans edip yemek yiyenleri eğlendiriyordu. Bir tanesi iki elinde iki fincan birbirine vurarak müziğe eşlik ediyordu. Sonra masalardan bizleri kaldırıp elimize ritim için aletler verip gösteriye kattılar. Biz aynı masada oturup iyi dost olduğumuz Mehmet ve Nehir Uhri ve Oya Güzey ile bu gösteriye katıldık. Sonra gemi hareket eti ve Saygon nehrinde gezmeye başladık. Beni hayatta olup bunları yaşadığıma mutlu eden gecelerden biriydi.




NOTLAR:

[1] Kaodaizm 1926'da güney Vietnam'ın Tay Ninh şehrinde kurulmuş senkretiktek tanrılı bir dindir. Cao Dai yüksek kule/saray anlamına geliyor. Tanrının evi. Mecazi olarak Tanrı'nın hükmettiği en yüce manevi yer demektir. Hıristiyanlık, İslam, Budizm, Hinduizm ve Konfüçyüsçülük gibi inanışları temel alıyorlar. Taraftarları ibâdetataları yüceltmeşiddetsizlik ve vejetaryenlik gibi ahlâki uygulamalarla en azından Gök'teki Baba Tanrı'ya kavuşmayı hedeflerler. Nihâi hedef, ölüm-doğum döngüsünden kurtulmaktır. Kaodaiizm taraftarlarının ne kadar olduğu tahminleri farklı olmakla birlikte kaynakların çoğu, iki ilâ üç milyon arası olduklarını iddia ederken tahmin edilen üst sınır altı milyondur. İlâveten 30.000 kadar taraftar öncelikle Amerika Birleşik devletleri Avrupa ve Avustralya  gibi denizaşırı ülkelerde yaşayan etnik Vietnamlılardır. Kutsal Deniz'in içindeki bir resimde Tanrı ve insanlık arasında yapılan bir antlaşmayı imzalarken Üç Aziz'i görüntülenmektedir. Bunlar soldan sağa Sun Yat-senVictor Hugo ve Nguyễn Bỉnh Khiêm'dir. Başka azizler Buddhaİsa, Muhammed ve ShakespeareJeanne d’Arc ve Napolyon'dur. Azizlerin yanı sıra aralarında Amerika Birleşik Devletleri'nin kurucu babalarından Thomas Jefferson, Britanyalı lider Winston Churchill, Rus devrimci Lenin ve Fransız yazar Victor HugoDescartesLouis PasteurLev Tolstoy ve Çinli şâir Li Bo'nun da bulunduğu 70 kadar kutsal ruh mevcuttur.

 

 


 
 
 

Comments


bottom of page