VİETNAM-KAMBOÇYA-LAOS - 5
- ÖMER SUHA TOPALAK
- 21 Nis
- 4 dakikada okunur

Seyahatin 5. Günü 05.12.2023 Salı VİETNAM - HUE – DA NANG
Bu sabah Hue şehrindeki Indochine Palace Otelinden ayrılıp yaklaşık 2 Saat 15 Dakika mesafedeki Da Nang şehrine gidiyoruz.
Yaklaşık 1 saat sonra Güney Çin denizine açılan Dam Cau Hai lagününe ulaştık. Hava bulutlu ve kapalı idi. Burada ufak bir mola verdik. Otobüsten inip sahile yürüdüm. Sanırım turistler için otel olarak düşünülmüş ağaç direkler üzerinde ahşaptan evler vardı. Yol kenarında büyük naylon torbalar içinde ayıklanmamış istiridyeler dizilmişti. Lagünün kıyısı temiz olmayan bir şekilde lagünden çıkarılıp kıyıya yığılmış istiridye topakları ile doluydu. İki adam topak olmuş istiridyelerin üstlerindeki çer çöpü temizleyip kabasını alıp plastik sepetlere topluyorlardı. Sahildeki kayıklarda istiridye ile doluydu. Adamın biri komik bir şekilde büyük bir leğen şeklinde yuvarlak plastik bir kayıkla kürek çekerek dolaşıyordu. Lagünün ortalarına doğru bir sürü istiridye çiftliği görülüyordu.
Yolu karşısındaki bir sürü dükkan ise istiridyeden elde edilen muhtelif çeşit renk ve boyutta incileri satıyorlardı.
Tekrar otobüse binerek yaklaşık 1 saat 20 dakika sonra Ba Na Hills SunWorld eğlence parkına ulaştık. Da Nang şehri, Hoa Vang bölgesi, Hoa Ninh komünü, An Son köyünde bulunan ve 2009'dan bu yana faaliyette olan Sun World Ba Na Hills, Vietnam'ın Disneyland’ı olarak kabul ediliyor. Deniz seviyesinden 1.487 metre yükseklikte yer alan Sun World Ba Na Tepeleri, harika bir iklime ve muhteşem doğal manzaralara sahip. Şansımıza kış mevsimi olduğundan çok kalabalık yok.
Çok süslü ana giriş kapısından sonra Uzakdoğu sarayları benzeri bir binaya doğru ilerleyip önündeki taş köprülerden birinden geçtik. Taş köprünün iki yanı mermer hayvan heykelleri ile süslü idi. Binaya girip yürüyen merdivenlerle yukarı çıktık. Yanlarında kırmızı Koi Japon balıkları ile dolu havuzlar ve dükkanlar olan üstü kapalı sundurmalardan geçip epey yürüdükten sonra teleferiğe binilen alana geldik.
Buradan sırayla altışar kişi teleferiğe bindik. Yolculuk yaklaşık 15 dakika sürüyor. Yukarı çıkan üç farklı teleferik hattı var. Etraf yemyeşil orman, nehir ve şelaleler ile dolu.
Teleferikten inince bizi bir Fransız köyü girişindeki atlı karınca ve zincirli salıncak olan küçük bir lunapark karşıladı. Sol tarafta ise kümbet şeklinde Bira Sarayı ve açıkta oturmak için birçok masa ve sandalye vardı. Fransız Köyü sizi meydanları, binaları, restoranları ve dükkanları ile romantik, şiirsel bir yolculuğa çıkarıyor.
Ara yollardan devam ederek çok iyi kopya edilmiş kaba taş duvarlara ve kubbe mimarisine sahip Saint Denis kilisesinin bulunduğu meydana ulaşılıyor. Meydana yılbaşı yaklaştığı için yılbaşını anımsatan birçok masal kahramanının heykelleri konulmuş. Birçok yerli ve yabancı turist var.
Rehber bizi yemek ve gezmek için 2 saat serbest bıraktı. Bende hızlıca bu büyük kopya Fransız köyünü gezmeye başladım. Her yer şato benzeri binalar ile dolu. Bazı yerlerde çocuklar için yılbaşı temalı oyun alanları yaratılmış. Napoleon Balo salonu isimli güzel bir şatonun önünde fotoğraf çektirdim. Ana meydanın sonu büyük bir Ay kalesi isimli bir otele varıyor. Ancak giriş bir alt katta o nedenle otelin girişinin üst çatısındaki bir sürü heykel görülebiliyor. Geri dönüp nerede ne yiyebilirim diye gezmeye başladım.
Little Tokyo isimli Japon restoranı düşündüm ancak çok kalabalıktı. Süre kısıtlı olduğu için en hızlı pizza yerim diye düşündüm. Fransız Brasserie tarzındaki bir restoranda peynirli pizza yedim bira içtim. 250 Dong yani 10 Usd civarı ödedim.
Grupla tekrar buluşup kayalıklardan uzanan devlerin elleriyle desteklenen figürüyle Altın Köprü’ye gitmek için başka bir teleferik hattına bindik. Kısa süren bu yolculuktan sonra vardığımız deniz seviyesinden 1.414 m yükseklikte yer alan Altın Köprü, 2021 yılında The Daily Mail tarafından dünyanın 10 yeni harikasından biri olarak seçilme onuruna layık görülmüş. Buraya gelme şerefine epey fotoğraf çektik, çektirdik.
Köprünün bitiminde devlerin diğer uzuvları ayakları, başları yine elleri büyük boyutlarda sizi bekliyor. Gezi bitiminde aynı teleferik ile geri döndük. İndiğimiz istasyondan ilk teleferikten indiğimiz yere geri yürüdük.
Yol üzerinde Yunan mitleri temalı 43 heykelden oluşan bir kompleks ile Güneş Tanrısı Şelalesini gördük. Heykellerin çoğu dünyanın dört bir yanındaki büyük müzelerde saklanan ve "Roma hazineleri" olarak kabul edilen eserlerin reprodüksiyonları imiş. Işık tanrısı Apollon, aşk tanrısı Venüs, savaş tanrıçası Athena gibi. Bizim dar zamanda göremediğimiz Fantasy Park, Dinozor Parkı, Linh Chua Tapınağı, Dev Buda, Şarap mahzeni, aşk bahçesi, balmumu heykel sergi alanı gibi yerlerde varmış. Bu güzel yerden tekrar geldiğimiz istasyondan teleferiklere binerek geri indik.
Otobüsümüz ile 1 saat 15 dakika sonra Da Nang’da kalacağımız otelimiz DLG Hotel’e ulaştık. Otelin odaları güzel ve Güney Çin denizine bakıyor. Ben hızlı bir şekilde hazırlanıp önce denizin sonrada otel havuzunun keyfini çıkardım.
Akşam yemeği için 4U For You Sea Food Restaurant’a gittik. Menü deniz ürünleri açısından çok zengindi. Fotoğraflarını çekebildiklerim şöyle idi:
· Yeşillikler üzerinde ton balığı (sanırım)
· Kum istiridyesi çorbası
· Sarımsak ve tereyağlı sote karides
· Buharda pişmiş yengeç
· Karışık deniz ürünleri haşlama
· Beyaz makarna gibi noodle (Shirataki ?)
· Kalamar
· Pilav
· Karpuz, Ananas
Bu kadar yemeğin üzerine ben yürüyerek dönmeye karar verdim. Biraz otelin tersine yürüdüm. Malibu Beach Club - Seaside Chill & Cocktails isimli yere kadar gidip geri döndüm. Hemen karşıdaki Son Tra yarımadasında Linh Ung Pagodası gece karanlığında ışıklandırıldığı için gözüküyor. Linh Ung Bai But Pagoda'nın en önemli özelliği Vietnam'ın en uzun heykeli (67m) olarak kabul edilen Avalokiteshvara Bodhisattva'nın heykelinin olması imiş. Sahildeki gökdelen otellerin önünden yürüyerek ve marketten aldığım bir birayı içerek dolaştım. Gençler sahilde ve kumsalda oturmuş muhabbet ediyorlardı. Koto Club Da Nang gece kulübünün değişen ışıklarını izledim sonrada otele dönüp yattım.
Comments